Özgeçmişim:
1961 de Denizli ili Acıpayam ilçesinde doğdum. İlkokulu Denizli Gazi ilkokulunda bitirdim. 1972-73 yılında yılında Anadolu lisesi o zamanki adıyla Eskişehir Marif Koleji’ni kazandım. Buradan 1979 yılında mezun oldum. 1980 de babamın teşvikiyle tercih ettiğim Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kültür Teknik Drenaj Mühendisliği bölümünde 1 yıl okudum. 12 eylül öncesi okul oldukça karışıktı. Birazda bunun etkisiyle tekrar sınava girip Diş Hekimliği Fakültesini kazandım. 1986 yılında buradan mezun olup sınavlara girerek asistan olarak akademik hayata atıldım 1991 yılında Doktor, 1996 yılında Doçent ünvanını kazandım. 2001 yılında da Profesör oldum. Halen Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Tedavi Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak çalışmaktayım. Ankara Üniversitesi ve Kuzey Kıbrıs Yakındoğu Üniversitesi arasında imzalan protokol uyarınca 2007 Yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine İlk Diş Hekimliği Fakültesini kurmakla görevlendirilen 4 kurucu üyeden biri olarak adaya geldim.
KKTC’ deki görevim : 2007 Eylülünde Fakültemizi kurmuş olarak eğitime başladık. Kurucu üyesi olduğum bu fakülte daha kuruluşunun 2. yılında (sağlık konudaki dünyadaki en geçerli kalite belirleyicisi olan) JCI Akreditasyonuna hak kazanan DÜNYADAKİ İLK FAKULTE KLİNİĞİ oldu. Dünyada ilk olmak tan öte belgede uluslararası bir kuruluş KKTC yi resmen tanımış oldu. Belge de aynen şunlar yazılı:
“ Near East University, Faculty of Dentistry, Lefkosa, TRNC, Cyprus, has been Accredited by JCI”... Yani, “Yakın Doğu Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Lafkoşa, KKTC, Kıbrıs, JCI Tarafından Akredite Olunmuştur”...
Buradaki, “TRNC”; yani, “Turkish Republic of Northern Cyprus”; “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” ibaresine dikkat!........Pusula adlı proğramın yapımcısı Mithat Bereket’in kaleminden olayın yorumu ise şöyle.. “Dünyada Türkiye dışında hiçbir ülkenin tam olarak tanımadığı KKTC, bu uluslararası belgede tanınıyor... Türk hükümetinin; bürokratların, diplomatların yapamadığını Yakın Doğu Üniversitesi ve buradaki doktorlar; bilimadamları yapıyor. Merkezi Amerika’da olan uluslararası bir kuruluş, verdiği uluslararası belgede KKTC adını kullanıyor... Bilim, siyasetin taraflı tavrını yırtıp atıyor. Gerçek neyse onun hakkını verip açıkça ortaya koyuyor.”
Halen burada Diş Hastalıkları Tedavisi ve Endodonti Anabilmim Dalllarının Başkanı görevimi sürdürüyorum.
Ailem: Meslektaşım olan eşimle 1986 da evlendik. İki çocuğumuz var.
Balık Avcılığım:
Denizi ilk kez 11 yaşımdayken teyzemin oğlu Erdoğan’ın sünnet düğünü için gittiğimiz Bandırma ‘da gördüm. Düğün Astsubay ordu evindeydi. Ordu evi denize uzanan mendireğin üzerinde yer alıyordu . Düğün öğleden sonra olacaktı. Biz kağıt süs ve balonlarla düğün salonunu süslemeye gittik. İşimiz 20 dakikada bitince dışarı çıkıp devasa suyu seyretmeye başladım. Bir süre sonra asker abiler geldiler . Öğle molasıydı sanırım. Yanımdan balık tutmaya başladılar. Molaları 30 dakika kadar sürdü. Bu sırada zarganalar tek tek yakalanıyorlardı. Mola bitince giderlerken oltayı oraya bıraktılar. Ben olta için izin isteyince senin olsun dediler. Sevinerek oltayı aldım. Önce biraz dolaştırıp açtım. sonra o muhteşem anı hiç unutmuyorum ipek ipe zargana takılmıştı. naralar atıyordum. Askerlerden gördüğüm gibi oltayı ağzından çıkardım. tekrar suya................sonra tekrar..........bi daha......... kaç balık tuttuğumu hatırlamıyorum. İki poseti doldurmuştum. Derken enseme yediğim şaplağı hatırlıyorum . başımı kaldırdım babam !. Saati gösterip iki tokat daha attı. Hava kararmış sünnet düğünü çoktan bitmişti. Ben balık peşinde zamanın nasıl geçtiğinin farkında bile değildim. Düğün dağılınca bizimkiler benim yokluğumu fark edip telaşlanmışlar. Bulamayınca iyice paniklemişler. Sora sora askerlere ulaşmışlar . Onlarda tarife uyan çocuğu yani beni öğlen mendirek altındaki kayalarda gördüklerini söyleyince bi ümit babam inip bakmış . Anneciğim korkudan inememiş bile. Ben yediğim sopaya rağmen balık poşetleimi bırakmadım. Ertesi gün gülüşerek yedik. . İşte balık avcılığına ilk merhabamız böyle oldu.
Orta öğrenimimiz sırasında Eskişehirde yatılı okurken bir kez Sakarbaşında çıplak elle sazan avlayan birine yardım ettik. Sınıf arkadaşım arkadaşım Cemal’le birlikte bir Çifteler ilçesinde Sakarbaşına açılan küçük kanallarda o zamanlar sazanlar vardı. Bunun dışında balık avcılığı fırsatım olmadı , daha doğrusu Bandırma deneyimimdeki babamın caydırıcı tavrından sonra balık avcılığına ilgim olup olmadığını henüz kavramamıştım.
Delikanlı olup çevreden bol yaz tatili hikayelerini dinledikçe ister istemez benimde canım çekiyordu. Ailemin ise buna maddi imkanları el vermiyordu. Ailem teyzemlere rica edince onlarda beni Bandırma’ya davet ettiler. Orada şimdilerde av bayiliği yapan Tufan Mete ile tanıştım. O zaman ikimizde öğrenciydik. Tufan’ların tekneleri vardı. Onunla çapariye çıktık. Usta bir dalgıç ta olan Tufan’dan zıpkınla avcılığın püf noktalarını da öğrendim. Kendisinin sayesinde balık avcılığı bende tutku halini aldı. Tatlısu avcılığını çok sevgili ağabeyim Ertuğrul Baylı ile Arkadaşım orhan YILMAZ dan öğrendim. Hala bu iki dostum hem ustalarım hemde av ekibimin vazgeçilmez üyeleridir.
Sanal dünyadaki özgeçmişim:
Ankara Üniversitesinde bilgisayara olan merakım Bilgi İşlem Merkezi kurulurken benimde kuruluşun içinde olmamı sağladı. En yakın arkadaşım Orhan Yılmaz da sistemin başına oturunca internete ilk erişenlerden biri olmam kaçınılmazdı. Web tasarımı ve HTML dilini deneme yanılma yöntemiyle kendi kendimize öğrenince bir cesaretle 1998 yılında “İlk Türk amatör balık avı internet sitesi” ni açtım.
Bu şekilde başladığımız yolculuğumuzda gelişen olaylar bizi ülkemizdeki amatör balık avcılığını yönlendirecek oluşumlar içine çekince balık avcılığı benim için sadece bir hobi olmanın çok ötesine geçti ve adeta sosyal sorumluluk halini aldı. Bu arada alttaki listede de göreceğiniz gibi epey medyatik olduk
- 1999 da star gazetesinde katagorisinde yılın internet starı olarak ilan edildik.
- 1999 da medyada daha yoğun yer almış ve ''Do it your self'' adlı bir hobi dergisine konu olmuştur.
- CNN TÜRK kanalı ile 22-23 temmuz 2000 tarihlerinde Türkiye'deki ilk olta ile balık avı belgeseli ''Kesikköprü''de TURNA avı sırasında gerçekleştirilmiştir.
- 2000 yılında internetteki bir medya portalı tarafından kategorisinde editörün seçimi ödülüne layık görülmüştür.
- 2001 yılında çeşitli av dergilerinde tanıtımımız yapılmıştır.
- 2001 mart ayında balık avcılığının hak ettiği yere getirebilmek amacıyla yahoo portalında “rastgelebalikci@yahoogroups.com” adlı bir e-posta zinciri oluşturulmuştur.
- 2002 de TRT de 4 kez değişik radyo proğramlarına konuk olduk
- 2002 de Rastgelebalıkçı Amatör Olta Balıkçılığı Derneği “Rastgeler” i kurduk.
2002’den 2007’ye kadar zamanımızı ve enerjimizi dernek için kullandık. Bu süreçta kendi web sayfamızı bile güncelleyemedik.. 2007 de Kıbrıs’a gelince sanal ortma biraz ara verdik ve şimdi tekrar birlikteyiz
Bu güne kadar sizlerin ilgisi ve desteği ile önemli işler yaptık, İlgi ve desteğiniz sürdüğü sürece ömrümüz boyu yapmaya da devam edeceğiz. Desteğiniz en büyük dayanağımızdır
|